Bir antropolog neden Bosna futbol kültürüne ilgi duyar? Cevabı burada.

For English: Click here


2 Aralık 2022 Cuma

 

Saraybosna Demirspor (Željezničar) – Konyaspor

Stadyum: Grbavica / Saraybosna

Tarih: 29 Kasım 2022 – 18.00

Bu bloğa uzun zamandır yazı eklemiyorum. 2007 yılında bu sayfayı açmamın nedeni “Saraybosna’da futbol taraftarlığı” üzerine yürüttüğüm doktora tez çalışmam esnasında ara sıra akademinin dışına çıkarak rahat rahat yazabileceğim bir mecra yaratmaktı. Bir dönem Türkiye’nin sürekli Bosna-Hersek’le aynı eleme gruplarında eşleşmesiyle, blogdaki yazılar da daha çok Bosna-Hersek ulusal takımı üzerine yoğunlaşmıştı. Yani bloğun ekseni, istemeden de olsa Bosna liginden çok ulusal takıma kaymıştı. Sonra ise zaten mevzudan tamamıyla uzaklaştım ve Bosna futbolu ilgim senede bir ya da iki maç seviyesine kadar düştü.

Şansıma son 10 yılın en önemli maçlarında Saraybosna’daydım. Savaşta hasar gören aydınlatma sisteminin yeniden inşa edilmesinden sonra 22 Nisan 2009’daki ilk gece maçında Grbavica’daydım. 1 Nisan 2017’de de Grbavica’nın Doğu Tribünü’nün (Istok) açıldığı ilk maçta da stadyumdaydım. Söz vermeyeyim ama bu maçlara ilişkin birkaç notumu daha sonra paylaşabilirim. Hatırladığım kadarıyla…

Geçen yıl Željezničar’ın 100. Yıl kutlamalarına ise ne yazık ki katılamadım. Evde Covid belasıyla cebelleşirken hüzünlü gözlerle Grbavica’nın ışıklarına bakmakla yetinmek zorundaydım.

Çalışma odamın penceresinden Grbavica.

Son zamanlarda Bosna futbol kültürüne yeniden eğilmemi sağlayan bazı gelişmeler oldu. Yaz sonunda Tanıl Bora’dan bir mesaj geldi: “Toplum ve Bilim için Katar’daki Dünya Kupası ile ilgili bir şeyler yazar mısın?” deyince tabii ki kıramadım. Kıramamak ne kelime! Adeta "atladım" diyebilirim. “Futbol kültürü”nü yeniden ciddiye almamı sağlayan süreç böylece başlamış oldu. Eylül sonunda Zagreb’teki bir konferans’ta “Bosna kadın futbolu” üzerine çevrimiçi bir sunum hazırladım. Sosyal medyada bunun duyurusunu yapınca birkaç arkadaş beni Bosna futbolu üzerine çalışmalarımı yeniden başlatmam için yüreklendirdi.

Tezim için bir senelik alan araştırmamı bitirmemin üzerinden neredeyse 15 yıl geçmişti ve geriye dönüp baktığımda bu konuda benden sonra dikkat çeken bir çalışma yapılmadığını da fark ettim. 15 senede Bosna futboluna zaman harcayacak başka manyak çıkmamış. Ben de Bosna futbol kültürüne biraz da retrospektif bir bakış açısıyla yeniden eğilmemin kimseye bir zararının olmayacağını düşündüm. Üstelik bu sefer “tez” gibi bir zorunluluğum da yok.

Neredeyse Güz aylarının tamamını Türkiye’de geçirdikten sonra, Saraybosna’ya gelir gelmez alan coşkumu tazelemeye karar verdim.

Sosyal medya hesaplarıma bakarken Željezničar’ın resmi Twitter hesabından bir duyuruyla karşılaştım: 30 Kasım’da Konyaspor’la bir dostluk maçı varmış. İşte, alan araştırmama yeniden başlamak için fırsat!

15 sene sonra yeniden bir etnograf edasıyla Grbavica’nın yolunu tuttum. Aslında bu zaman aralığında birkaç kere Grbavica’ya gitmişliğim var. Sonuçta semtimizin takımı…

Grbavica'daki ilk maçım ve çektiğim ilk fotoğraf. 3 Mart 2007, Zeljo: 6 - Posuşje: 1.


Konyaspor maçı Željo’nun bir Türk takımına karşı oynadığı dördüncü maç ve dört maçın dördü de dostluk maçı. İlk maçı Adana Demirspor’a karşı 1953’de oynamışlar ve 4-1 galip gelmişler. Yaşasın demirsporların kardeşliği! 1965 yazında İstanbul turnesine çıkıp Galatasaray’la 0-0 berabere kalmışlar, Beşiktaş’ı da 1-0 yenmişler. Evvelki akşamki maçta ise Konyaspor’a 2-1 yenildiler.


Maçın ilk dakikalarında Konyasporlu futbolcuların zeminle oldukça zayıf bir ilişki kurdukları gözden kaçmadı. Maç saatinde iki dereceyi bulan sıcaklık “gizli buzlanmayı” işaret ediyordu ve Konyasporlu futbolcular sürekli kayıp düşüyordu. “Yahu kardeşim Antalya’dan mı geldiniz?” diye kendi kendime söylenirken çabuk toparladılar ve yedinci dakikada ilk ciddi gol pozisyonunu buldular. Hemen ardından sekizinci dakikada Konya ilk golü Iche Ikpeazu ile buldu. Dokuzuncu dakikada Željo’nun Brezilyalısı Santos soldan güzel bir driplingle geldi ama son vuruşu kötüydü. 11. dakikada Hırvat oyuncu Paviçiç’le Konya farkı ikiye çıkardı. Buna 21. Dakikada Željo Haydareviç’le yanıt verdi. Željezničar resmî Youtube hesabında paylaşılan 14 dakikalık videoda bu golün ne kadar enteresan bir gol olduğunu izleyebilirsiniz.


Maçın geri kalan 70 dakikası, özellikle de son yarım saati müthiş sıkıcıydı. Havanın soğuk ve puslu olması da etkili olmuş olabilir. Gerçi son dakikalarda bir hareketlenme oldu ama ne futbolcuları ne de tribünde donmak üzere olan bizleri ısıtmaya yetmedi. Hakem insaflı davrandı ve tam 90. dakikada maçı bitirdi. Bir saniye bile ek süre koymadan…

Belki ilk 20 dakika dışında futbol adına çok parlak bir maç değildi ama duygusal ve güzel anlar yaşandı. Konyaspor’un Boşnak asıllı iki oyuncusu İbrahim Şehiç ve Amir Hacıahmetoviç oyundan çıkarken tribünlerden bol bol alkış ve tazahürat aldılar. Futbol kariyerlerinin ilk basamaklarını Grbavica’da atan Şehiç ve Hacıahmetoviç “Željonun çocukları” diye anons edildi. 1997 Danimarka doğumlu Hadziahmetoviç Nexo’da top oynamaya başlamış ve son iki yılı A takımda olmak üzere 2009-2016 yılları arası tam yedi sene Željo’da ter dökmüş. 1988 doğumlu kaleci Şehiç ise Željo’da futbola başlamış ve 2007-2011 yılları arasında Željo’da oynamış. Hacıahmetoviç 2009/10’da, Şehiç de 2014/15’teki şampiyon kadroda yer almış.

Tribünlere gelince…

Yukarıda dediğim gibi, 2007 yılındaki alan çalışmam sırasında tek bir istisna dışında Grbavica’daki bütün maçları Željo’nun efsane taraftar grubu Manijaci (Manyaklar) ile birlikte güney tribününde (Jug’da) izlemiştim. Aslında “maçları izlemiştim” yanlış bir ifade olur. Maçları izleyenleri izlemiştim desem daha doğru. Tek istisnası ise güney tribünün kar altında olmasından dolayı Manijaci’nin kuzey tribününde (Sjever) izlediği maçtı.

Tezimi verdikten sonra ise bir aile babası olarak “pabuçari”, yani “terlikçiler” olarak tabir edilen orta yaş seyircilerle birlikte Sjever’de izlemiştim. Madem alan araştırmasına yeniden başladım, o zaman Jug’a dönmem gerekiyordu. Jug’da hepi topu 100 kadar taraftar vardı. Tribünü birkaç defa turladım ve eski taraftarlardan kimseye rastlayamadım. Asıl taraftar kitlesi ise yeni açılan doğu tribünü İstok’taydı. Belki de 15 sene önce Jug’da olan taraftar yaş aldıkça hır-gürün daha az olduğu Istok’u tercih etmişti. İlerleyen maçlarda Istok’u da bir deneyimlemek lazım.

Yeni açılan İstok tribünü

Elbette ki dostluk maçı olmasından dolayı taraftarın performansı oldukça düşüktü. Maç başlamadan önce stadyumun hoparlörlerinden Željezničar’ın alamet-i farikası Tifa’nın meşhur şarkısı “Grbavica” çalarken güzel bir ambiyans yaşandı ama maç boyunca Grbavica hemen hemen sessizdi.



Tifa'dan Grbavica'yı dinlemek isterseniz şuradan bakabilirsiniz:


Bu arada şeref tribünün olduğu Zapad (Batı) tribünde on kadar, Istok’ta da 20 kadar Konyaspor taraftarı dikkatimi çekti. Muhtemelen Saraybosna’daki Türk öğrencilerdi. 

UEFA stadartlarına uyacak diye bu şirin lokomotifin stadyum duşına atılmasını bir türlü sindiremiyorum.


Hiç yorum yok: