Bir antropolog neden Bosna futbol kültürüne ilgi duyar? Cevabı burada.

For English: Click here


21 Haziran 2008 Cumartesi

SLAVEN BILIĆ: BU YENİLGİYİ ÖMRÜM BOYUNCA UNUTMAYACAĞIM


(Günlük gazete Slobodna Dalmacija’dan / Hırvatistan, 21 Haziran 2008)

Yenilgi sonrasında basının karşısına çıkan Hırvatistan teknik direktörü Slaven Bilić’in, üzüntüsü her halinden belliydi.

- İyi maç oldu ve her iki tarafı da tebrik ederim. Maçın sonucu inanılmazdı. 120 dakika boyunca daha net pozisyonlara giren taraf bizdik, rakibimiz ise sadece zaman zaman preste üstünlük sağladı. Bizden daha iyi değillerdi, hatta diyebilirim ki biz daha iyiydik. Son iki dakikayı açıklayabilmem mümkün değil ve bu son iki dakikada yaşananlar bizi ömrümüz boyunca bir gölge gibi takip edecektir.

Penaltı atışları sırasındaki stresi nasıl açıklayacaksınız?

- Penaltı şans oyunu gibidir. Oyuncularımla gurur duyuyorum ve onlara yöneltebileceğim en ufak bir olumsuz eleştirim bile yok. Fakat, bu rakibi yenebileceğimizi ve turnuvada en sona kadar gidebileceğimizi düşünürken böyle bir şeyin başımıza gelmesinden ötürü mutsuz ve üzgünüz. Yenilgiyi hak etmedik.

Klasnić ‘in golünden sonra bu kadar kısa zaman içinde Türklerin geri deöneceğini kimse tahmin edemezdi.

- Gol yiyeceğimizi kesinlikle tahmin etmiyordum, sadece ağır baskı altında kalacağımızı biliyordum. Topu kaptığımız anda kontratağa kalktık fakat orta sahayı geçemeden topu kaybettik, geri dönen topta da golü yedik.

Golü yedikten sonra her şey penaltılara kalmıştı ve Hırvatların hala şansı vardı…

- Penaltılara geçildiğinde sanki her şey olmuş bitmiş gibiydi. Türkler psikolojik olarak avantajlıydı. Oyuncuların aklından neler geçiyordu bilemiyorum, ama eminim ki akıllarında hâlâ son anda yedikleri gol vardı. Penaltılar sırasında bile oyuncular hâlâ bu golü konuşuyorlardı.

120 dakika boyunca sahanın en iyisi olan Luka Modrić’in ilk penaltıyı kaçırması oyuncular üzerinde ek bir baskı yarattı.

- Luka çok iyi bir oyuncudur ve penaltıyı kaçırmayı hak etmedi. Öte yandan Luka turnuva boyunca takımın lokomotifiydi. Açıkça şunu söyleyebilirim ki, ne Türkler ne de Hırvatlar oynadıkları oyunla yenilgiyi hak etmediler. Turnuva boyunca Türklerin inanılmaz bir biçimde kazandıkları üçüncü maç bu ve eğer şansları ve inatları böyle devam ederse Almanya’yı yenip finale kalmaları sürpriz olmayacak. Açıkça görülüyor ki, oyuncuların kalitesinin yanı sıra onları zafere odaklayan başka şeyler de var. Bir çok sakat oyuncuları var. Fiziksel olarak tükenmiş durumdalar ve Almanya’ya göre bir gün daha az dinlenecekler. Belki bazı sakat oyuncular iyileşebilir. Ne olursa olsun Türklerin sonuna kadar gitmek için ellerinden geleni yapacaklarına eminim.

Hırvatistan’ı bekleyen Dünya Kupası eleme maçları var.

- Bu maçı hafızalardan silip sanki hiç bir şey olmamış gibi devam etmek mümkün değil. Olağan bir maç değil bu. Oyunu kaybediş biçimimiz çok trajik. Öte yandan, genç bir takımız ve yolumuza devam etmek ve Dünya Kupası’na katılabilmek için hazırlanmak durumundayız. Yarın bizim için yeni bir gün olacak ve daha da güçlenmiş olarak geri döneceğiz. Oyuncularımın karakterlerine güveniyorum, daha da güçlü bir şekilde yola devam edecekler.

Bilić “uzatmanin uzatmasina” dikkat çekti:

- Hakem iki dakika uzatmaya işaret etti. Uzatmalarda oyuncu değişimi yapmak istedik fakat bu gerçekleşmedi. Neden müsaade etmediklerini anlayamıyorum. Elbette ki, yenilginin suçunu hakemlere atmıyoruz, bu hakemlerin hatası değildi. Türkler oyuncu değişikliğine fırsat tanımadı. İnanıyorum ki maç bitseydi bile Türkler sahada oynamaya devam edeceklerdi.

OYUNCULAR NE DEDİ?

Luka Modrić (Konuşurlken gözleri ağlamaktan dolayı hâlâ kırmızıydı):

- Bu büyük bir üzüntü ve hayal kırıklığı. Türkiye bizi son saniyelerde attığı golle psikolojik olarak çökertti. Durum 0-0’ken bile böyle bir şeyin gerçekleşeceğini hayatta tahmin edemezdim. Gerçek şu ki, son saniyelerde gelen bu gol penaltı atışlarına sinirlerimiz tükenmiş bir biçimde girmemize yol açtı. İki dakika içinde önce yarı finaldeydik, sonra birdenbire elendik. Galip olan taraf olabilirdik. Çünkü iyi oynadık ve Türklerden daha fazla pozisyon yakaladık.

Dario Šimić:

- Hâlâ şoktayım. 119. dakikada yarı finaldeydik. Bir dakika sonra ise neler olup bittiğine inanmak gerçekten güçtü. Böyle bir şey başıma hiç gelmedi. Soyunma odasındayken hala şaşkındık. Özellikle bu duruma inanmak genç oyuncular için çok güçtü.

Stipe Pletikosa:

- Ne diyebilirim ki? Hâlâ olan bitene inanamıyorum. Dünyada üç maçı art arda son dakikada attığı golle alabilen başka bir takım var mıdır acaba?

Röportaj: Pero Smolčić

http://www.slobodnadalmacija.hr/Sport/Vatreni/Vatreni/tabid/164/articleType/ArticleView/articleId/11978/Default.aspx

Çeviri: Lejla Gotovuša & Özgür Dirim Özkan

Hiç yorum yok: